Tarımda Yüzyılın Madeni “Leonardit”

 

TARIMDA YÜZYILIN MADENİ “LEONARDİT”

 

Geçtiğimiz günlerde gazetelerde ve çeşitli yayın organlarında yer alan haberlerde bir doğal kaynak olarak Leonardit’den bahsediliyor.   Yetkililer tarafından “yüzyılın madeni” olarak tanımlanan leonardit, tarım ve hayvancılık ürünlerinde, cilt kremlerinde, sabunlarda, şampuanlarda ve şuruplarda da kullanılabiliyor. Oluşumunu milyonlarca senede tamamlayan “Leonardit” madeninin dünyada en fazla çıktığı ülkeler arasında Türkiye ikinci sırada bulunuyor.

 

Haberlere göre; Kahramanmaraş, Adıyaman, Bolu, Edirne, Çanakkale ve Gönen”de çıkarılan bir yer altı madeni olan leonardit, bitki ve hayvan atıklarının milyonlarca yıl boyunca çürümesi sonucu oluşuyor. Leonardit, linyitin kömürleşme esnasında yüksek oranda oksidasyona uğramış hali olup, % 35-85 arasında değişen miktarlarda hümik asit içeriğine sahip. Leonardit, yüksek oranda hümik asitler dışında; karbon, makro ve mikro besin elementleri içeren, kömür düzeyine ulaşmamış tamamen doğal organik madde olarak da tanımlanır. İçerdiği yüksek orandaki hümik asitlerden dolayı önemli ekonomik değere sahiptir.[1]

 

İlk defa ABD – Kuzey Dakota eyaletinde, Dr. Leonard tarafından bulunmuş olmasından dolayı bu adı almıştır. Leonardit, potasyum hidroksit ile reaktörlerde kimyasal işleme sokularak ham sıvı hümik asit elde edilir. Homojenizasyon ve filtrasyon işlemlerinden geçirilen sıvı hümik asit şişelenerek, konsantre işlemine tabi tutularak veya kurutulup toz haline getirilerek kullanıma hazır hale getirilir. Leonardit, bitki besin elementleri bakımından toprakla karşılaştırıldığında, fosfor (P2O5) yönünden yüksek, potasyum (K) bakımından fakirdir. Kalsiyum karbonat içerikleri çok yüksek olup, toprak reaksiyonları (pH) nötr düzeyindedir.[2]

 

Türkiye’de, leonardit madeninin yer altından çıkarılış sürecini ve gelişimini yakından takip eden isimlerin başında gelen Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Komite Başkanı Neşet Gürsoy, leonarditin sayısız alanda güvenle kullanılabilen bir maden olduğunu ve kısa bir süre içinde çok daha değerli bir hale gelmesini beklediklerini ifade ediyor.

 

Leonarditin en çok çıktığı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini vurgulayan Gürsoy; “Leonardit, bizim 2010 yılından beri yaptığımız çalışmalar sonucu elde ettiğimiz verilerle, hem tarımda hem hayvancılıkta hem de endüstriyel sanayi de kullanılabilen bir madendir. Oluşumunu milyonlarca senede tamamlayan bir madendir. Bitki ve hayvan atıklarının hava alarak çürümesi sonucu meydana gelir. Eğer hava almadan çürürse 
kömür oluyor. Leonardit, dünyada en çok 2 yerde çıkıyor ve bu ülkelerin birincisi Rusya, ikincisi Türkiye.”

Türkiye’de leonardite verilen önemin artması gerektiğini ve bu konunun devlet tarafından desteklenmesini arzuladıklarını dile getiren Başkan Gürsoy; “Biz leonarditten sabun ürettik. Ürettiğimiz bu sabunu el yüz ve vücut bakımında kullanabilirsiniz. Cilt hastalıklarının ilerlemesine önler veya yeni başlayan cilt hastalıklarının durmasını sağlar. Ayrıca hiçbir yan etkisi yok. Vücudun direncini arttırması için bir öksürük şurubu yaptık. Bunu piyasaya vermiyoruz ama kendimiz deniyoruz. Bu öksürük şurubu, gırtlaktaki ve boğazdaki enfeksiyonların ürememesini, aynı zamanda da ölmesini sağlıyor. Leonarditten cilt kremi ürettik. Bu kremi elinize, yüzünüze sürdüğünüz zaman 10 dakika içerisinde farkı hissediyorsunuz. Ayrıca yanıklardan 15-20 dakika sonra bu kremi kullanırsanız, orada ki ölü derileri kaldırarak yeni deri oluşmasını ve hiçbir yanık izinin kalmamasını sağlıyor. Dünyada birçok ülkede kullanılıyor. Özellikle Amerika”da, doktorların reçeteyle leonarditten yapılan hapları verdiği biliniyor. İnsanlardaki bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği gözlemleniyor. Devletimiz harekete geçerse, biz bunlarla ilgili çalışmalar yapmak istiyoruz.” ifadelerini kullanıyor.

 

Çizelge – Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden numunelerin hümik asit analiz sonuçları[3]

 

Bölge

Toplam Hümik Asit

( %)

Serbest Hümik Asit

(%)

Uşak/İlyaslı

26,72

24,18

Manisa/Soma

24,16

23,07

Denizli/Kale

38,42

35,52

Muğla/Milas

31,94

28,60

Niğde/Ulukışla

20,65

15,86

Trakya/Meriç

48,39

45,73

Çanakkale/Çan

34,36

32,33

Adıyaman/Gölbaşı

59,55

27,75

 

Leonardit Kullanımı ve Yararları

 

Hümik asitin faydalarını fiziksel, kimyasal ve biyolojik olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür. Organik tarımda leonardit kullanımının önemi her geçen gün artmaktadır. Bitki verimi ve kalitesi dikkate alındığında, leonardit kullanımının avantajları genel olarak şöyledir.[4]

 

* Verim artışı sağlanır,

* Daha kaliteli, canlı, sağlıklı, besleyici ve standart ürün elde edilir,

* Önemli ölçüde erkencilik sağlanır,

* Gübre kullanılması durumunda, kullanılan gübre miktarı çok azaltılır,

* Leonardit (veya hümik asit) toprağın yapısını mükemmel bir şekilde düzenler ve ıslah eder,

* Çevreye zarar vermediği gibi topraktaki mevcut kirlenmeleri giderir,

*Toprağın sıkışmasını önleyerek daha iyi havalanmasını sağlar,

*Toprağın su geçirgenliğini arttırır,

*Kumlu toprakların organik madde miktarını arttırır,

*Toprağın su tutma kapasitesini arttırır,

*Kuraklığa karşı su kayıplarını azaltarak toprak nemini korur,

*Toprak rengini koyulaştırdığı için güneş enerjisinden daha iyi yararlanmayı sağlar,

*Topraktaki yararlı mikroorganizma faaliyetlerinin artmasını sağlar,

*Toprağın pH yapısını düzenler ve toprağı nötralize eder,

*Hümik asit yüksek tuzlanma sonucu ortaya çıkan toksitlenmeleri düşürür.

 

Linyit, turba, gitya ve leonardit arasındaki en önemli fark içerdikleri hümik asit oranıdır. Kuru bazda; linyit, turba ve gitya en fazla % 30 oranında hümik asit içermekte olup, hümik asit oranları genellikle % 5-20 arasındadır. Bir materyalin leonardit olarak tanımlanabilmesi için içerisinde en az % 50 oranında hümik asit bulunması gerektiği uluslararası literatürde yer almaktadır. Ancak, Tarım Bakanlığının ilgili yönetmeliğinde bu alt sınır % 40 olarak belirtildiğinden, leonardit tanımında alt sınır % 40 olarak alınmalıdır. Üst sınır ise bütün yayınlarda % 90 olarak belirtilmektedir. Bu durumda leonarditin hümik asit oranının % 40-90 aralığında kabul edilmesi gerekmektedir.[5]

 

Oran olarak yüksekliğinin yanı sıra, leonarditin içerisindeki hümik asitlerin çözünürlüğü de diğerlerine göre çok daha fazla ve hızlıdır. pH oranları; leonarditte % 3-5 arasında, linyitte % 6-8 arasında, turbada % 5,5-6,5 arasında ve gityada % 6,5-8 arasında değişmektedir. Karbon içerikleri farklılıklar göstermekte olup, ortalama olarak; linyit için % 70, turba için % 60, leonardit için % 50 olarak kabul edilir. Gitya (organik maddece zengin çamur/organik çamur) karbon oranı daha düşük olup, Afşin-Elbistan sahasında yer alan gitya için karbon oranı % 25,25 olarak ölçülmüştür.[6]

 

Leonardit’le ilgili olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanlığı yetkilileri; dünyada Rusya’dan sonra en çok Türkiye’de bulunan “leonardit” madeninin, Türkiye’de en fazla Afşin’de bulunduğunu belirtiyorlar. Tüm dünyada toprakların sürdürülebilir kullanımını devam ettirmek ve çevre kirliliğini azaltmak için organik tarıma olan talebin artırdığı ve organik tarıma yönlenen çiftçilerin “leonardit”  madenini kullanmaya başladıklarını kaydediyorlar.

 

Leonardit ve gidyanın ekili ürünlere faydasının sayılamayacak kadar çok olduğunu belirten yetkililer, “Leonardit kömür havzasında kömür katmanının hemen üzerinde organik maddece oldukça zengin fosil artıkların bulunduğu, gelişimini tamamlamamış kömürden oluşan bir maddedir. Türkiye’mizin bir değeri olan leonarditin ülkemizden çıkmasını bir fırsat bilerek bunu çiftçilerimizin kullanımına sunmak için çalışmalarımız devam ediyor. Yapmış olduğumuz çalışmalarda leonardit ve gidya bitki gelişimine faydasını, toprağın verimlilik değerini artırdığını gördük. Özellikle şeker pancarı, mısır, buğday ve arpada % 50’ye yakın çok ciddi verim artışları olduğunu örnek tarlalarımızda saptadık.” İfadelerini kullanıyorlar.

 

Leonardit madeninin verime olan artışından dolayı tarımda yüzyılın madeni olarak adlandıklarını dile getiren yetkililer; “Leonardit, yüksek oranda karbon ve humik asitler içeren, kömür düzeyine ulaşmamış doğal bir organik materyaldir ve organik madde içeriği % 75 gibi bir değere ulaşabilmektedir. Bu madenin kullanımının arttırılması ülkemiz için ciddi yararlar sağlayacağını düşünüyoruz. Bu anlamda hem üniversitelerle hem de saha çalışmalarımız devam ediyor.”

 

Özellikleri, içeriği ve kullanım alanlarına göre tonu 50 lira ile bin lira arasında değişen leonardit, paketlenmiş durumda artık kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Ülkemizdeki tarıma önemli katkıları olacağı düşünülen leonardit için yetkililer; “20’nci yüzyılın madeni bor madeni idi. Onun da ülkemizde çok zengin kaynakları mevcut. 21’nci yüzyılın madeninin de “leonardit” madeni olacak.” Yetkililer; hem sağlıkta hem tarımda hem de sanayide, birçok yerde kullanılan bir madenin, ülkemizde bu kadar da bol olmasının değerlendirilmesi gerektiğini ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağı düşüncesindeler.

 

Sonuç

 

Yapılan araştırmalar ülkemizdeki düşük kalorili linyitlerin organomineral gübre eldesi için bir hammadde kaynağı olabileceğini göstermektedir. Linyitlerden gübre üretimi amacıyla yapılacak çalışmalar ve atılacak adımlar, gübre hammaddesi bakımından dışa bağımlılığı azaltacaktır. Öz kaynaklarımız ile gübre daha ucuza elde edileceğinden ülkemizde gübre tüketimi artacak ve buna bağlı olarak topraklarımız organik madde yönünden zenginleşerek tarım ürünlerinde verimlilik artacaktır.[7]

 

Dünyanın birçok ülkesinde toprak düzenleyici olarak kullanılan bitümlü şeyl kaynakları kaynakları da ülkemiz tarımında değerlendirilebilecek özelliklere sahip bir hammaddedir. Seyitömer (Kütahya) ve Himmetoğlu (Göynük, Bolu) bitümlü kayaçları üzerinde yapılan saha denemeleri ile bu kayaçların tarımda kullanılabilirliği ve mısır bitkisi gelişimi üzerine etkileri araştırılmış ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Doğal hammaddelerden üretilecek toprak düzenleyiciler ve gübreler ülkemizde organik tarımın gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

 

Nadir AVŞAROĞLU

Maden Mühendisi

Şubat – 2019

 

KAYNAKLAR :

1- Yeşil Afşin Gazetesi

2- Şengüler, İ., Leonardit; Özellikleri, Önemi ve Ekonomik Değeri, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Enerji Hammadde Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı, Ankara.

3- Deveci, H.,Kurbanlı, R. 2008. Düşük Kalorili Konya Linyitlerinin Azotlu Gübre Olarak Kullanılması. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 12-2,135-140, İsparta.

This Post Has One Comment

  1. BrianTab

    Very good Site, Stick to the very good work. Regards.

BrianTab için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et